Prof. Dr. Osman Eğri
Bir ülkeyi yıkmak, parçalamak ve yok etmek istiyorsanız çok pahalı silahlara yatırım yapmanıza hiç de gerek yok. O ülkedeki faşist hareketlere maddi ve ideolojik destek vermeniz istediğiniz sonuçları almanız için yeterli olacaktır.
Faşistler önce ülkede iç düşmanlar icad edip dinsel, mezhepsel ve ırksal ayrımlar, katliamlar yaparak ülke içindeki sosyal bütünlük ve enerjiyi, ekonomi, kültür, bilim ve sanatı tamamen yok edeceklerdir. Kitleleri hamasî söylem ve hedeflerle uyutacaklardır.
Daha sonra da kendi hamaset ve hayallerinin kurgusu olan bir dış düşman bularak onunla amansız bir savaşa girişeceklerdir. İç mücadelelerle ayakta durmaya dermanı kalmamış böyle bir ülke için mağlubiyet ve yıkım ise kaçınılmazdır.
Bir ülke için en büyük tehdit ve tehlike; ağacı yiyen içerisindeki “kurt” misali faşizm ve ırkçılıktır. Ama gelin görün ki faşistlere göre de; en büyük vatansever onlardır (!).
Faşizm ve ırkçılığı bir hastalık olarak görüp de nitelikli bir eğitimle onu tedavi etmeyen veya edemeyen her toplum, her ülke büyük hüsranlar yaşamaya, kendi evlatlarını acımasızca katletmeye mahkumdur.
Eğer gerçekten bir “devletin bekâsı” göz önünde bulundurulması gereken öncelikli bir husus ise ilk önce faşizm ve ırkçılıkla “ama”sız, “neden”siz mücadele edilmelidir.
Demokrasi, eşitlik, insanların düşünme-inanma hak ve hürriyeti gibi değerler bir ülkenin bugünü ve yarını için hava kadar, su kadar önemlidir. En büyük kıtlık, en büyük kuraklık ve en büyük yoksulluk bu değerlerden mahrumiyettir.
Irkçılığın bir ülkeye ne kadar zarar verebileceğini görebilmek için bugün Amerika’da yaşananlara bakmak yeterli aslında. Faşizmin bir ülkenin bütün kazanımlarını yok ettiğini bilmek için de Nazi dönemi Almanya’sını okumak yeterince bilgilendirici olsa gerek.
İlgili