BİRİSİ “ALEVÎ’YE KIZ VERİLMEZ” DEMİŞ

BİRİSİ “ALEVÎ’YE KIZ VERİLMEZ” DEMİŞ

Hayrettin Karaman “Alevî’ye kız verilmez.” demiş. Doğru söylüyor. Alevî menfaati için yalan söylemez, zina veya hırsızlık yapsa, düşkün olur; ceme giremez. Devletin ve milletin soyulması için fetva vermez. Dolayısıyla böyle birine kız vermemek de lazım.

Sonra kızlar Emevî ahlâkından uzaklaşıp tertemiz Ehl-i Beyt ahlâkına sahip olmaya başlarsa bu durum saltanat peşinde koşanlar için çok tehlikeli olur. Elbette ki Emevî saltanatının devamı için Alevîlere kız verip de karanlık nesillerin aydınlanmasına fırsat vermemek lazım. Çocuklar Alevî bir bakış açısıyla zulüm değil de ilim; şeriat değil de hakikat peşinde koşmaya başlarlarsa haliniz nice olur?

Diğer taraftan Alevîler zaten haram yere devlet malı yiyenlerin, hırsız ve yolsuzlara fetva verenlerin, baldızına göz dikenlerin, rüşvete caiz diyenlerin kızlarıyla evlenmez. Alevilikte “Öl ikrâr verme, öl ikrarından dönme!” ilkesi esastır. Sanki Alevîler haramzâdelerin kızlarının peşinden koşuyormuş gibi bir algının ortaya çıkması da çok rahatsız edici kuşkusuz.

Ey Alevî düşmanlığı üzerinden pirim yapmaya çalışan müfterî yobazlar! Şunu bilin ki Alevî olmak bir ayrıcalıktır. Çünkü Alevî zalimden, yezidden değil; mazlûmdan, Hüseyin’den taraf olur. Alevî dünyası için ahiretini satmaz. Onun için âhiret Hakk’ın Cemâl ve Dîdâr’ının görüleceği yer anlamına gelir ki yalan ve dolanla elde edilen harâm lokma için Alevî bu ulvî hedefini terk etmez.

Alevî rüşvete kanmaz, haram lokma değil; rızâ lokması yer. Eliyle koymadığını almaz. Gözüyle görmediğini söylemez. Ağlattığı varsa güldürür. Boşalttığı varsa doldurur. İncinse de incitmez. Zina, taciz ve tecavüz yapmaz. Eline, diline ve beline, aşına, eşine ve işine sahip olur…

Her cemde Kerbelâ’da mazlûm şehit düşen İmâm Hüseyin için mersiye okuyup gözyaşı döken Alevîler, hayatları boyunca hangi dinden, etnik kökenden veya meşrebden olursa olsun mağdur ve mazlûmun yanında olmayı Ehl-i Beyt’e vefalı olmanın bir gereği sayarlar. Düşenin dostudurlar; zâlime karşıdırlar.

Alevîler açı doyururlar, susuza Kerbelâ’da günlerce susuz bırakılan İmâm Hüseyin aşkına su verirler. Saltıknâme’de Hacı Bektâş-ı Velî’nin yedi kere hacca gittiği, sonunda yedi haccını bir içim suya satıp bir susuza su verdiği anlatılmaktadır.

Hazreti Peygamber’in biricik torunu İmâm Hüseyin’i ve yetmiş iki evlâdını, yârânını Kerbelâ’da günlerce susuz bıraktıktan sonra vahşi bir şekilde şehit eden Muâviye/Yezid zihniyetinin savunucuları Alevîleri sevmezler. Sevmelerini de kızlarının Alevî ile evlenmesini istemelerini de beklememek lazım.

Gerçeğe Hüü, mü’mine yâ Ali…