BİR BEKTÂŞÎ GÜLBENGİ

BİR BEKTÂŞÎ GÜLBENGİ

“Allâh Allâh, Muhammed habîbullâh, Ali veliyyullâh,

Vakitler hayr ola, şerler def‘ ola, hayırlar feth ola. Geldikçe hayırlısı gele, düşmanlar kahrola, münkir, münâfık mât ola. Cümle karındaşlarımız sağ ola, müşkil (zor) işleri hallola. Güç işleri âsân (kolay) ola, Hakk yardımcıları ola ve bu tarîk-ı ‘aliyyeden gelmiş geçmiş karındaşlarımızın rûhları şâd ola. Kusûrları afv ola. Korktuklarından emîn ola, istekleri feth ola.

Hakk Teâlâ, yâverleri ola ve iyilik gördüğümüz ehibbâlarımız (sevdiklerimiz/sevenlerimiz) sıhhatte ola, müşkilleri hallola, istekleri feth ola, murâdları hâsıl ola. Ömürleri uzun ola, cümlenin ve cümlemizin gelmiş ve geçmişlerimizin rûhları şâd ola, kusûrları afv ola. Hakk Teâlâ, hastalara şifâ kerem eyleye, dertlilere devâ, yetîmlere şefkat, kimsesizlere merhamet, fukarâya mürüvvet, esîrlere inâyet, deryâda karada olan cânlara necât (kurtuluş) ve selâmet ihsân eyleye.

Hakk Teâlâ, merhametlerini ve şefkatlerini fukarâya gâlib eyleye. Allâh, cümlenin ve cümlemizin üzerlerine gelecek kazâ ve belâyı def eyleye erenler. Celâl’inden, Cemâl’ine sığındık Allâh’ım. Hakk Teâlâ, cümlemizi korktuklarımızdan emîn eyleye. Münâfık ve düşmanların şerrinden, hasetlerin iftirasından, görünür görünmez kazâlardan, belâlardan hıfz eyleye. Cümlenin ve cümlemizin çerâğları rûşen ola. Allâh, dünyâ âfetinden cümleyi mahfûz eyleye. Allâh, Erenler hizmetinden dûr (uzak) etmeye ve dâ’im kemlik (kötülük) kastında olanları, iyilik etmekten ayırmaya.

Allâh, erenleri gördüğünden geri bırakmaya, günden güne manevî derecesini yükselte. Allâh, Erenlerin muhabbetinden ayırmaya, her du‘âlarımız ve bu du‘âmız kabûl ola. İşbu karındaşımızın dahi maksûdu hâsıl ola. Allâh ikrârında sâbit-kadem eyleye. Nâmerde muhtâç etmeye.

Hakk Teâlâ, on iki imâm katârından ayırmaya. Kötü işlerde bulundurmaya, lisânımızı yaramaz şeylerden hıfz eyleye. On iki imâm Efendilerimiz yardımcımız, on dört ma’sûm pâk Efendilerimiz destgîrimiz ve Hazret- i Pîr efendimiz dayanağımız ve Hazret-i Selmân-ı pâk ve Alî, Kanber yâverimiz ve yardımcılarımız ola.

Anadolu gözcüsü Abdâl Mûsâ Sultân ve Rûmeli gözcüsü Seyyid Alî Sultân ve Arabistân gözcüsü Kaygusuz Sultân Efendilerimiz ve Sarı Saltuk Sultân ve Akyazılı Sultân ve Balım Sultân dahi Evren Sultân efendilerimiz ve cümle Rûm erenleri ve Horâsân pîrleri ve Türkistân serverleri ve cümle pîrân destgîrlerimiz ve yardımcılarımız ve yâverlerimiz ola.

Allâh Allâh, Allâh Allâh, üçler, yediler, kırklar, binler, pîrler, gülbang-i Muhammedî nûr u kerem-i Şâh-ı Merdân, Esedullâh (Allah’ın Arslanı) Alî, pîrimiz kutbü’l-‘ârifîn, gavsü’l-vâsılîn Hazret-i Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî, sırr-ı Resûlillâh, kerem-i Alî veliyyullâh, mürüvvet-i enbiyâullâh Hüü.

Yûh münkire, la‘net Yezîd’e ve onlara tâbi‘ olan Yezîdâna ve münâfıkâna. La‘netullâhi Teâlâ ‘aleyhim ecma‘în, bi-hürmeti şâh-ı merdân Alî ve bi-kerem şâh-ı Kerbelâ İmam Hüseyn-i Velî ve bi-mürüvvet-i Hünkâr Hâcî Bektâş-ı Velî demine ve cümle gerçekler demine Hüü.”