GELİYOR AŞÛRE GÜNLERİ

GELİYOR AŞÛRE GÜNLERİ

Prof. Dr. Osman Eğri

Kerbelâ’da şehit olanlar için hüzünlenmeyen, onlar için gözyaşı dökmeyen bir kişi ne kadar Müslüman olabilir? Şehitler Serdârı İmâm Hüseyin’in adı geçtiği zaman benzi sararmayan, dili tutulmayan bir kişi, mahşerde mizanda onun dedesi Hazreti Muhammed’in yüzüne nasıl bakabilir?

Ya cennette İmâm Hüseyin’e komşu olabilir mi? Onun biricik evlatları Aliyyü’l-Ekber’in, Aliyyü’l-Asğar’ın yanlarına nasıl varabilir? Kevser havuzunun başında bekleyen Fâtıma anamızdan Kevser şerbetini nasıl isteyebilir?

Pir Sultan Abdal deyişinde; Aşûre günlerinde tutulan oruçlarla kazanılacak inanç ve irade tercihlerini, elde edilecek manevî dereceleri açıklıyor. Muharrem orucunun daha birincisini tutanın Hakk’a yeteceğini söylüyor.

Allah eyvallah, Pir Sultân’ım! Hakkı ayağa kaldırmak, hakîkatı ilan etmek için, zâlime boyun eğmemek, zulme ortak olmamak için ser-i saâdetini (mübarek başını) fedâ eden İmâm Hüseyin aşkına, Allah rızâsı için oruç tutanlar ancak Hakk’a yetebilirler. Hayâtında ve şehâdetinde İmâm Hüseyin’in ve Hüseyin’lerin yanında durmayanlar, haklılık iddiasında nasıl bulunabilirler?

Kırklara karışmanın, Erenlerle buluşmanın yolu, Hüseyin’e yoldaş, Kerbelâ Şehitlerine kardaş olmaktan geçer. Üçünü tutup, Engür olup Hak ceminde ezilenler, “kırkı bir, biri de kırk” bilenler cennette yatabilirler.

Yılın kırk sekiz haftası yürütülen her Alevî ceminin sonunda el ele tutuşup Kerbelâ mersiyelerinin (ağıtlarının) okunmasını, İmâm Hüseyin aşkına gözyaşları dökülmesini, Kerbelâ’da günlerce aç ve susuz bırakılan masum ve mazlûm canlar için “su” dağıtılmasını yeniden anlamak ve anlamlandırmak gerekiyor. Bu anlamda “Her cem Hakk’la bir olmak, haklının da yanında olmaktır.”

Aşûre günleri, mazlûmlara sahip çıkma, onlardan yana taraf olma ve zâlime lanet okuma iradesinin güçlendirilmesi için kararlılık gösterme günleridir. Pir Sultan’a göre Aşûre günlerinin dördüncüsünü tutan “velî”, beşincisini tutan da “ulu” olur. Mazlûmlara sahip çıkmanın ne kadar da zor bir tercih olduğunu görünce insan, Pir Sultan Abdal’ın ne demek istediğini, ne kadar da zor bir tercihe dikkat çektiğini daha iyi anlıyor.

Sonuçta onuncu gün, yani insanların bütün şefkat ve merhametlerini kaybettikleri, gözlerini kırpmadan Peygamber çiçeklerini birer birer katlettikleri gün, Hakk aşkına oruç tutanlar bereketine yeryüzüne rahmet saçılıyor.

HAKK TEÂLÂ AŞÛRE GÜNLERİ ORUÇ TUTANLARIN İBÂDETLERİNİ KABUL EYLESİN.

ONLARIN İBÂDETLERİ HÜRMETİNE YERYÜZÜNE, ÖZELLİKLE DE ZULÜMLERİN BİR TÜRLÜ SONA ERMEDİĞİ İSLÂM DÜNYASINA RAHMET DUYGUSUNU TATTIRSIN.

GERÇEĞE HÜÜ, MÜ’MİNE YÂ ALİ…

Aşûre ayında matem orucu

Onları tutana sevap yazılır

Kerbelâ’da yatan Hasan – Hüseyin

Onları görenin benzi bozulur

Birini tutanlar Hakk’ına yeter

İkisini tutan günâhın atar

Üçünü tutanlar cennette yatar

Engür olur Hak ceminde ezilir

Dördünü tutana velî dediler

Beşini tutana ulu dediler

Altısını tutana dolu dediler

Engür olmuş Hak ceminde ezilir

Yedisini tutan havada uçar

Sekizini tutan hulleler açar

Dokuzunu tutan cennetin açar

Engür olmuş Hak ceminde ezilir

Pir Sultan Abdal’ım onunda zahmet

Onbirin tutana indi çok rahmet

Oniki tutana nasiptir cennet

Engür olmuş Hak ceminde ezilir